Anti-Amerikanist yenidünyanın bir ideolojisi olabilir mi diye söze başlamak istiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse bu gidişle de insanlığın büyük çoğunluğunun üzerinde ittifak ettiği bir ideoloji olmaya aday.

Dünya da son yıllarda yaşanan hadiseler ve bir biri ardına gelişen olaylar, bütün dünyada tek kutuplu olmanın verdiği bir rahatlıkla, Amerika’nın karşısında yeni emperyalizm mücadelesi başlatmanın zamanı geldiğini gösteriyor.

Genişletilmiş büyük orta doğu projesi kapsamında planlanan işgaller ve Amerika’nın İngiltere ve İsrail’le beraber dünyada yürüttüğü devlet terörü, maalesef mazlum milletlerin ve hatta insanlığın karşılaştığı çağın en büyük sorunu olarak karşılarında duruyor.

Buna dur diyecek bir yapılanmanın her geçen gün hissedilmeye başlaması da dünyada oluşacak bir kamuoyu ile mümkün olacağını düşünüyorum. Bir ideoloğun yazacağı manifesto ile dünyada Anti-Amerikanist diye bir ideolojinin oluşmasının mümkün olacağını, insanların bundan medet umarak bu ideolojide ittifak edeceğini bekliyorum.

İsrail’in Lübnan da estirdiği terörü haklı bir mücadele olarak niteleyip buna destek olan Amerika’nın, çok ciddi bir antipati topladığı ortada. Diyebilirsiniz ki onların hiç umurunda değil. Hayır. Öyle düşünmemek gerekir. Zira hiç bir güç ne olursa olsun halklardan destek görmeden muktedir olamaz.

İslam coğrafyasındaki halkın, Ortadoğu’daki, Afrika’daki, Kuzey Kore’den Küba’ya oradan Cin’e kadar her yerde bu aleyhtarlık artarak devem ediyor. Bu gücün mutlaka durdurulması gerektiğini düşünüp, emperyalizme karşı birlikte mücadelenin yollarını arıyorlar.

Düşünsenize ülkemizde bile yıllarca bir birleriyle çatışan siyasal gruplar Anti-Amerikanist konusunda ittifak edip Kızıl Elma diye bir oluşumun içerisine girdiler.

Bütün bunlarda gösteriyor ki çağın en önemli siyasal akımı Amerikan aleyhtarlığı çerçevesinde oluşacaktır. İnsanlık bundan yenidünya düzeni olarak bahsedecek, ezilen halkların haklı mücadelesi, kapitalizmin yıkılış manifestosu olarak kabul edilip etrafında toplanacaklardır.

Kesinlikle bunun olacağına inanıyorum. Kim buna öncülük ederse- ki bu coğrafyadan çıkması muhtemeldir- işte o yenidünyanın siyaset pazarında unutulmaz liderler içerisine dâhil olacaktır. Bu bir sosyalizm mantığıyla da olmayacaktır. Daha doğrusu tek başına bir sosyalizm kültürü ile örülmeyecek bir ideoloji olabilir.

Milliyetçi tabanda yapılanan bir ideolojide olmaz. Belki ülkelerde temel alt yapı olarak milliyetçilik tabanın da yapılanabilir. Ancak uluslararası bazda daha kapsayıcı, daha kucaklayıcı bir kimlikle sırf Amerika’nın insanlığı ezen kapitalist propagandalarına karşı oluşmuş bir kapitalizm yıkılış hikâyesi olacaktır. Bunu bir yere not ediniz isterseniz.