Geçenlerde bir gazetenin sayfasında göz gezdirirken, rastladım bu atalar sözüne. Büyüklerimiz, yine bir kelamla, bin söz söylemiş dedim. Sözü unutuyoruz, söyleyeni unutuyoruz ama söyleten ne maksatla söyletmiş, hangi gönle teselli vermeye yönelik denmiş, bilemiyoruz. Ama büyükler sözü her duyana güzel bir mana bırakıveriyor.

Bir zamanlar İstanbul’da bir meczup, yoldan geçenlerin kollarından tutup, “Allah var” dermiş. Onlar da; “Biliyoruz, be adam” diyerek çıkışırlarmış. “Bildiğiniz gibi değil hakikaten Allah var” der, uzaklaşırmış…

Her halükârda Rabbim varlığını hatırlatıyor. Hatırlasan da hatırlatıyor, hatırlamasan da hatırlatıyor. Yarattığı güzellikleriyle, görmesini bilene, hissettiriyor varlığını. Birdenbire hayatına hız vermişken, dünya işiyle meşgul olurken, “Dur! diyor ve kendini anacağımız dakikalara bizleri çekiveriyor, kendine yaklaştırıyor. Görünüşte dert veriyor, sıkıntı veriyor ve aklımıza “Talak suresi” geliveriyor. “Bilemezsin belki Allah daha güzel bir kapı açar”. diye Yaratıcımız bize söylüyor.

Hazret-i Ebubekir Efendimiz de, “Allah size yol açarsa onu kimse kapatamaz.” diye kelam-ı kibarla sesleniyor. Sonrasında; İbn-i Arabî’nin sözleri yankılanıyor: “Allah verirse engelleyecek yok, engellerse verebilecek yok.” Nasihatiyle hayatımıza çıkan engellerin kimden geldiğini bilmemizi anlamamızı sağlıyor. Sıkıntı ve hüzünlere sabır gücünü kendimizde buluveriyoruz. Ve kalan ömrümüze yüreğimizden dilimize dökülen, sizlerle de paylaşıp beraber amin diyeceğimiz bazen bir dua ile devam ediyoruz.

Ey gücü tartışılmayan, büyüklüğü sonsuz, rahmetine merhametine aklımızın ermediği, Allahım! Şu anki durumumuz belli, sana ayan. Nasıl beyan edersek edelim, sözlerimizin şekli ne olursa olsun yüreğimizdekini bilen, dilimize dökülmeden önce sözümüzün merciini ve gideceği yönü bilen sensin. “Beni kalbi kırıkların yanında arayın.” buyurmuştun. Bizi yalnız bırakmadığını, kalbimizde ve yanımızda olduğunu biliyoruz. Bizi bir an kendimize, senden başkasına bırakma. Sensiz kaldığımız an ziyandayız demektir. Her dakikalarımıza şahit olan, en çaresiz anlarımızda çare olan Allahım! Ne olur tut ellerimizden. Ne olur bizi senden etme. Bizim kalbimizdeki kırıklık, evladın anaya kırgınlığı gibi, hani ana evladının iyiliği için kızar veya bir tane vurur da o yine anne diye ağlar sonra, annesi ona sarılır da bütün acıları diner, yaraları derman bulur. Onun gibi kalbimizin kırıklığı değil, sana sadece evladın anasına yaptığı naz gibi el açıyoruz. Ana gönlünü alır da, Rabbim benim gönlümü almaz mı? Ne olur Allahım bizim içimize huzur bağışla. Bizim gönlümüzü al, tamir et. Hatalarımızı günahlarımızı affet, tek nazımın geçtiği sensin. Nazlanıp, ilgi beklediğimiz sensin. Biz hayrı ve kötülüğü bilmiyoruz. Onu bilen sensin ne olur; bizi yanlış yapanların safına katma. Boyun eğenlerin her kederde hayır bekleyenlerin safında kıl. Allahım! Senin yanında kıymetli olan her türlü güzellik hürmetine, bize bizden aldığının daha hayırlısını nasip eyle. Amin.