ANKASAM Uluslararası İlişkiler Uzmanı Göktuğ Çalışkan, “Nijer’deki darbe Sahel bölgesi ve daha geniş olarak Sahra-altı Afrika’daki diğer ülkelerde de böylesi bir darbe girişiminin yolunu açabilir. Zira 2020’den beri Mali ve Burkina Faso’da yaşanan darbelerin ve bu darbelerde halkın darbeci yönetimlere desteğinin bu durumu özellikle etkilediği görülebilir” dedi.

Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Mali ve Burkina Faso’nun ardından 26 Temmuz’da Nijer’de askeri darbe meydana geldi. Yaşanan olayların ardından Afrika’daki gelişmeleri, gelecek döneme yansıması ve Fransa’nın bölgedeki varlığını Uluslararası İlişkiler Uzmanı Göktuğ Çalışkan değerlendirdi.

26 Temmuz’da Nijer’de yaşanan darbe sonrası Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı komutanlığınca alıkonulduğunu ve ve aynı akşam askerler tarafından yönetime el konulduğunu hatırlatan Çalışkan, “Nijer’deki darbe sonrası Burkina Faso ve Mali’deki mevcut yönetimler de Nijer’deki askeri cuntaya destek verdiğini açıklarken başta Nijerya olmak üzere ECOWAS topluluğu bu darbeyi kınayarak Cumhurbaşkanının derhal serbest bırakılmasını istedi. Hatta ECOWAS, General Ömer Tchiani liderliğindeki askeri yönetime 7 günlük süre verdi. Ancak bu süre dolmasına rağmen şu ana kadar herhangi bir adım atmadı. ECOWAS topluluğu ülkeleri genel olarak Batı’ya yakın olduğundan böyle açıklamalar normal kabul edilebilir. Ancak durumun bu noktadan tersine çevrilmesi zor görünüyor” ifadelerini kullandı.

“Diğer Afrika ülkelerinde de darbe girişiminin yolu açılabilir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya’ya gitti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya’ya gitti

Nijer’de yaşanan darbenin gelecek dönemi nasıl etkileyeceğini yanıtlayan Çalışkan, “Nijer’deki darbe Sahel bölgesi ve daha geniş olarak Sahra-altı Afrika’daki diğer ülkelerde de böylesi bir darbe girişiminin yolunu açabilir. Zira 2020’den beri Mali ve Burkina Faso’da yaşanan darbelerin ve bu darbelerde halkın darbeci yönetimlere desteğinin bu durumu özellikle etkilediği görülebilir. Bu iki ülkede Fransa’yla ilişkiler neredeyse bitirilmiş ve Fransa’yla ilgili medya kuruluşları ile elçiler dahi ülkeden gönderilmişti. Aynı durumun Nijer’de de yaşanma ihtimali yüksektir. Zira Nijer’de de halk Fransız elçiliğinin önünde protestolara devam ediyor. Gelecek dönemde de bölgedeki Fransa’nın eski sömürgesi diğer ülkelerde de benzer durumların Rusya ve Çin etkisiyle yaşanabilmesi muhtemel görünüyor” açıklamasında bulundu.

“Fransız etkisi Batı Afrika’da oldukça azalacak”

Çalışkan, Fransa’nın ekonomisinin azımsanamayacak bir kısmının hala Afrika’daki faaliyetlerine devam ettirdiğini belirterek, pek çok Fransız firmasının bölgedeki ülkelerde etkinliğini sürdürdüğünü söyledi.

Son 3-4 yıldır hem bölge halkında hem de darbe gerçekleştiren yeni askeri yönetimlerde bir Fransız karşıtlığının ön planda olduğuna dikkati çeken Çalışkan, “Bu durum buradaki insanların Fransa’dan nefret ettiğini bir bakıma gözler önüne sermektedir. Adeta bu ülkelerin kaynaklarını sömürüp onlara hak ettiği ücreti vermeyen Fransa’ya karşı üçüncü olarak Nijer’de de bir darbe oldu. Bu durum Fransız etkisinin Batı Afrika’da oldukça azaldığının ve gelecekte de azalabileceğinin en büyük göstergesi sayılabilir” dedi.

“Rusya, askeri ve siyasi anlamda bir nüfuz oluşturuyor”

Rusya’da ikincisi düzenlenen Rusya-Afrika zirvesine değinen Çalışkan, “Putin’in Sahel ülkeleri ve Somali’ye verdiği tahıl gönderme ve borç silme sözü sonrası Mali, Burkina Faso, Somali başta olmak üzere birçok ülke, Rusya ile ilişkilerini geliştirmek istemek adına adımlar atacaktır. Zira Nijer’de yaşanan darbe sonrası Mali ve Burkina Faso’da olduğu gibi Wagner güçlerinin çağrılması bunu gösteriyor. Ayrıca Rusya’nın artan etkinliğini de gösteren bu durum, Fransa’ya karşı Rusya’nın Afrika’daki zaferi olarak söylenebilir. Ancak Fransa gibi Rusya da Wagner eliyle iş yaptığı ülkelerde madenler üzerinden anlaşmalar yapabilmektedir. Dolayısıyla söz konusu durum yalnızca nüfuzun bir ülkeden diğerine kayması olarak da algılanabilir. Bunu zaman gösterecek, ancak Orta Afrika Cumhuriyeti gibi bir örnek de karşımızda duruyor. Çin ise Afrika’daki ülkelerde genel olarak ticari şekilde giriş yapmıştır. Bu bağlamda Çin’in etkisi daha çok ekonomik anlamdayken Rusya ise Wagner eliyle askeri ve siyasi anlamda bir nüfuz oluşturmaktadır” diye konuştu.

“Afrika insanlarında anti-emperyalist yeni bir akım oluşabilir”

Afrika ülkelerine önemli meblağlarda teklifler sunan Çin ve Rusya’nın kıta ülkeleri için daha cazip olduğunun altını çizen Çalışkan, “Kıtada emperyalist bir geçmişleri de bulunmamasına atıf yapan bu iki ülke Afrika ülkelerinin gözünde konumunu artırmaktadır. Emperyalizme karşı olarak yapıldığı ifade edilen Mali, Burkina Faso ve Nijer’deki bu darbelerle beraber Afrika insanlarında anti-emperyalist yeni bir akım oluşabilir. Burkina Faso’nun yönetiminin başındaki isim olan İbrahim Traore’nin Thomas Sankara’yı andıran sözleri söz konusu ülke başta olmak üzere Sahel’deki insanları etkilemektedir. Bu durum Facebook, Twitter, Telegram gibi sosyal medya ağlarında da görülebilir. Fransa’yla 1967 yılında imzalanan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasını dahi fesheden Traore yönetimi Fransa’ya dair birçok izi sileceğe benziyor. Nijer’de de aynı şeylerin yaşanması muhtemel gözüküyor” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: iha