Dernek binasında gerçekleştirilen basın açıklamasını Başkan Yardımcısı Hülya Kurt yaptı.
Sözlerine 25 Kasım Kasına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün ortaya çıkış hikayesini anlatarak başlayan Kurt; “Mirabel Kardeşler, Dominik Cumhuriyeti’nde askeri darbe ile iktidarı ele geçiren ve 31 yıl halka kan kusturan Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele ederken katledildiler. Onlar, kadının insan haklarının, bütün bir toplumun özgürce yaşadığı topraklarda sağlanabileceğinin bilinci içindeydiler. Halkın haklarını gasp etmiş bir iktidara karşı direnmenin hak olduğu inancı ile demokratik bir mücadelenin ön saflarında yer aldılar. Onların anısı, pek çok ülkede benzer sorunlar yaşayan kadınlar için itici bir güç oldu. Dünyanın pek çok yerinde eril iktidarların ve ataerkil düzenin şiddeti ile baş etmeye çalışan kadınların önerileri ile 17 Aralık 1999 da Birleşmiş Milletler, Mirabel Kardeşler anısına 25 Kasımı, “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele günü” olarak ilan etti.” ifadelerini kullandı.
Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığını belirten Hülya Kurt; “Dünyanın her yerinde bugün, kadınlar ve kadın örgütleri, hız kesmeksizin tırmanan şiddete karşı birlikte mücadele etme geleneğine sahip çıktıklarını ve her şeye rağmen direnişlerini sürdürdüklerini sokaklarda haykırıyorlar. Ülkemiz yönünden de durum farklı değil. Şiddet, demokratik hakları gasp ederek, işsizlik ve yoksulluk sarmalında en çok kadınları ve çocukları vurarak, bilimsel eğitimi, tarikatlara ve onların gerici zihniyetlerine teslim ederek, cinsel yönelimleri farklı bireylerin onurları ile oynayarak ve çok daha önemlisi bir günde onlarca kadını yaşamlarından mahrum ederek durmadan tırmanıyor. Kadınların, yaşamlarını güvenceye almak için verdikleri mücadelenin ürünü olan yasal kazanımlar bir bir ellerinden alınmaya çalışılıyor. Anayasa’nın 4. Maddesinde “değiştirilemeyeceği“ hüküm altına alınmış olan ”Cumhuriyetin, demokratik, laik, ve sosyal hukuk devleti olduğu” ilkesi fiilen yok ediliyor. Devredilemez olan yasama yetkisi, Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılması gereken yürütme yetkisi, bağımsız mahkemelerce yürütülmesi gereken yargı yetkisi tek bir kişinin iradesine terk ediliyor.” açıklamasını yaptı.
Kadın hakları için yılmadan mücadele edeceklerinin altını çizen Kurt; “Ülkemizdeki bu karanlık, komşu ülkelerimiz Filistin- İsrail ve Suriye savaşlarında yaşanan kadın ve çocuk ağırlıklı can kırımına ve göçlere neden olan savaşın vahşetiyle daha da derinleşiyor. Bu tablo karşısında bugün Mirabel Kardeşlere, daha büyük bir inançla söz vermek zorundayız: Yılmayacağız. Ülkelerimizde demokrasi sağlanmadıkça, kadınlar için hak ve özgürlüklerin gelmeyeceği bilinciyle mücadelemizi sürdüreceğiz. Hepimizin yolu açık olsun.” diyerek sözlerini noktaladı.