Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) "Dünya Kültür Mirası Listesi"nde yer alan ve Avrupalı bazı bilim adamlarınca "Anadolu'nun El Hamrası" olarak nitelendirilen Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda tarihinin en kapsamlı restorasyon çalışmaları devam ediyor.
"Görmeden Ölmeyin" sloganıyla tanıtımı yapılan Sivas'ın Divriği ilçesindeki Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, mimari yapısıyla dikkat çekiyor.
Anadolu beyliklerinden Mengücekoğulları döneminde yapılan yapı, inanç ve tarih turizmi açısından önemli bir eser olarak gösteriliyor. Özgün mimarisi, estetik, kültürel ve evrensel değeriyle 13'üncü yüzyılda kadın erkek eşitliğini de simgeleyen bir anıt olarak nitelendirilen Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, Avrupalı bilim adamlarınca "Anadolu'nun Elhamrası" olarak adlandırılıyor.
Yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanı, Anadolu erken dönem mimarisinin seçkin örneklerinden Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, taş bezemeleri, 3 boyutlu geometrik stilleri, mimari özellikleri ve manevi havasıyla "şaheser" olarak nitelendiriliyor.
"CAMİ YAKLAŞIK 800 YILDIR HEYBETİNİ KORUYOR"
Divriği Kaymakamı Yakup Papaker, Divriği'nin tarih ve kültür açısından çok önemli bir ilçe olduğunu söyledi.
İlçede sivil ve dini mimari yaklaşık 400 tescilli eser olduğunu belirten Papaker, "Bunların en başında da Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası geliyor. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası 1228 yılında Anadolu Selçuklu Devletine bağlı Mengücek Beyliği döneminde yaptırılan ve günümüze kadar gelen bir şaheser. Cami yaklaşık 800 yıldır heybetini koruyarak günümüze kadar gelmiştir." dedi.
Papaker, camide restorasyon çalışmalarının devam ettiğini anlatarak, "Önümüzdeki süreçte hizmete açılacak. Restorasyon, 2015 yılında başlayan ve iki bölüme ayrılan bir çalışmadan oluşuyor. 2015'te başlayan ve 2019'a kadar süren dört yıllık süreç ve 2021 ile 2024 arasını kapsayan üç yıllık süreçte restorasyonun tamamlanmasını bekliyoruz. Şu anda ikinci restorasyon dönemini geçiriyoruz." diye konuştu.
Restorasyon çalışmalarının 2024 yılı yaz aylarında tamamlanacağını aktaran Papaker, şunları kaydetti:
"Eser onlarca, yüzlerce motifi barındırdığı için haliyle restorasyon süreci de biraz yavaş ve titiz bir çalışmayı gerektiriyor. 2024 yılında nasipse Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nı hem ziyaret etmek isteyenlerin hem de ibadet etmek isteyenlerin hizmetine açacağız. Söylediğim gibi 800 yıl önce yapılan ve 1985 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne dahil olan ilk eser olduğu için çalışmalar da biraz haliyle yavaş ilerliyor. Kapıların işlemeleri, motifleri birbirinden çok farklı, farklı uzmanlıklar gerektiren alanlar. İlk etabı bitirdik, geçen yılda ikinci etaba başladık. "
Papaker, restorasyon süreci devam ettiği için caminin iç kısımlarına ziyaretçi almadıklarını dile getirerek, "Sadece çalışmalardan dolayı iç kısma ziyaretçi alamıyoruz ama dış kısmını rehber eşliğinde gezebiliyorlar. Camiyi de yakından tanıma fırsatını buluyorlar." ifadelerini kullandı.
"ÇOK DUYGULANDIM, TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLDU"
Tarihi yapıyı görmek için Kuşadası'ndan ilçeye gelen hemşire Gül Ayşe Budak, "Özelikle burayı görmek için geldik. Geldiğimize de değdi. Çok mutlu olduk. Ben böyle bir şey görmedim. Sultanahmet'i ve başka yerleri de gezdik ama böyle bir şey görmedim. Çok duygulandım, tüylerim diken diken oldu. Başka bir boyuta geçtim, çok etkilendim." şeklinde konuştu.
Kadın Doğum Uzmanı Dr. Zafer Budak da eşiyle Divriği'ye gelmek için yıllardır can attıklarını belirterek, bu ihtişam karşısında etkilenmemenin mümkün olmadığını vurguladı.
ENDÜLÜS EMEVİLERİ'NİN ŞAHESERİ
İspanya'nın Endülüs bölgesindeki Granada kentinde milattan sonra 889 yılında İslami Arap mimarisiyle yapılan Elhamra Sarayı, güzelliğiyle bugün bile seyyahların uğrak yeri olarak görülüyor. (AA)