O gece, saat 03:02'de meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki Marmara depremi, Kocaeli'nin Gölcük ilçesini merkez alarak büyük bir yıkıma yol açtı. 45 saniye içinde binlerce insan hayatını kaybetti, yüz binlerce kişi evsiz kaldı ve ülke ekonomisi büyük bir darbe aldı.
Depremin etkileri sadece maddi anlamda değil, aynı zamanda psikolojik olarak da derin izler bıraktı. Yaşanan acılar, kayıplar ve travmalar, toplumun tüm kesimlerini derinden etkiledi. Özellikle depremin merkez üssü olan Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce gibi iller büyük yıkıma uğradı. Binlerce bina yerle bir olurken, altyapı sistemleri de ciddi hasar gördü.
Unutulmayan Bir Felaket
Yıllar geçmesine rağmen, 17 Ağustos depremi Türkiye'nin hafızalarından silinmedi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da depremin yıl dönümünde, yaşanan acılar bir kez daha hatırlandı. Deprem, ülkemizin deprem gerçeğiyle yüzleşmesine ve afet yönetimi konusunda önemli adımlar atmasına neden oldu. Ancak, 2023'te yaşanan Kahramanmaraş depremleri, alınan önlemlerin yeterli olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Depremle Yaşamak
Ülkemizin büyük bir bölümü aktif fay hatları üzerinde yer aldığından, depremlerle yaşamak bir gerçek. Bu nedenle, deprem riskini azaltmak için sürekli olarak çalışmak ve bilinçli olmak gerekiyor. Deprem öncesinde yapılması gerekenler arasında binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi, acil durum planlarının hazırlanması ve halkın eğitilmesi yer alıyor. Deprem anında ise doğru davranışlar sergileyerek can kayıplarını ve maddi hasarları en aza indirmek mümkün.
Geleceğe Umutla Bakmak
17 Ağustos depremi, bize unutulmaz bir ders verdi. Bu ders sayesinde, deprem konusunda daha bilinçli bir toplum haline geldik. Ancak, yapılması gereken daha çok şey var. Deprem riskini azaltmak için tüm paydaşların birlikte çalışması gerekiyor. Devlet, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar el ele vererek daha güvenli bir gelecek inşa edebilirler.
17 Ağustos depreminde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz.
